Amasra ve Fatih Sultan Mehmet Bağlantısı: Tarihi Bir Fetih Hikayesi
Amasra, Karadeniz’in incisi olarak anılan, doğal güzellikleri ve stratejik konumuyla tarih boyunca dikkat çeken bir liman kentidir. Osmanlı tarihinde ise bu küçük ama önemli şehir, Fatih Sultan Mehmet’in fetih politikalarının bir parçası olarak öne çıkar. Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’yı Osmanlı topraklarına katması, hem askeri hem de ticari açıdan büyük bir başarı olarak değerlendirilir. Bu makalede, Amasra’nın Fatih Sultan Mehmet ile bağlantısı, kuşatmanın gerçekleştiği tarih, aynı dönemde Fatih’in diğer fetih girişimleri ve Amasra’nın stratejik önemi detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
Amasra’nın Kuşatılması ve Fethi
Amasra, 1460 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmiştir. Bu fetih, Amasra Kuşatması olarak tarihe geçmiş, ancak dikkat çekici bir şekilde savaşsız ve kansız bir şekilde gerçekleşmiştir. O dönemde Amasra, Cenevizlilerin kontrolü altında bir koloniydi ve Karadeniz ticaretinde önemli bir merkezdi. Cenevizliler, 13. yüzyıldan beri bu bölgede egemenlik kurmuş, limanı ve kaleyi ticari faaliyetlerinin üssü haline getirmişlerdi.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’un fethinden (1453) sonra dikkatini Karadeniz kıyılarına çevirmişti. İstanbul’un alınmasıyla Bizans İmparatorluğu’na son veren Fatih, Osmanlı Devleti’nin bölgesel gücünü pekiştirmek ve Karadeniz’de siyasi birliği sağlamak istiyordu. Amasra’nın fethi, bu hedefin bir parçasıydı. 1460 yılında, Fatih ordusuyla karadan, Sadrazam Veli Mahmud Paşa ise donanmayla denizden Amasra’ya ilerledi. Fatih, Bolu’dan başlayarak zorlu bir yolculukla Bartın Irmağı vadisine ulaştı ve Amasra’yı tepeden gören bir noktaya geldiğinde, şehrin güzelliğinden etkilenerek ünlü sözünü söyledi: “Lala, lala! Çeşm-i Cihan bu mu ola?” (Dünyanın gözü bu mu ola?). Bu ifade, Amasra’nın doğal güzellikleri ve stratejik değerine duyduğu hayranlığı yansıtır.
Kuşatma sırasında, Fatih kaleye bir haberci göndererek teslim olmalarını istedi ve aksi takdirde kalenin karadan ve denizden topa tutulacağını bildirdi. Cenevizliler, ani ve koordineli bir Osmanlı harekâtıyla karşı karşıya kalınca direnmenin faydasız olduğunu anladılar. Son Ceneviz Konsolosu’nun liderliğinde bir heyet, kalenin anahtarını Fatih’e teslim etti. Böylece, 1204’ten beri Ceneviz egemenliğinde olan Amasra, Ekim 1460’ta Osmanlı topraklarına katıldı. Fatih, şehirdeki halka merhamet göstererek onları esir almadı; ancak birkaç yüz kişilik bir grubu, yöneticileriyle birlikte İstanbul’a gönderdi.
Fatih Sultan Mehmet’in Aynı Dönemde Gerçekleştirdiği Diğer Fetihler
Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’yı fethettiği 1460 yılı, onun Karadeniz ve Anadolu’da Osmanlı egemenliğini genişletme politikalarının yoğunlaştığı bir dönemdi. İstanbul’un fethinden sonra Fatih, hem doğuda hem batıda fetihlerine devam etmiş, Osmanlı Devleti’ni bir imparatorluğa dönüştürme yolunda önemli adımlar atmıştı. Amasra’nın fethiyle aynı dönemde veya yakın zamanlarda gerçekleşen bazı önemli kuşatmalar ve fetihler şunlardır:
- Sinop’un Fethi (1459-1460): Amasra’dan bir yıl önce veya aynı dönemde, Fatih Karadeniz’deki bir diğer önemli liman kenti olan Sinop’u hedef aldı. Sinop, Candaroğulları Beyliği’nin elindeydi ve Fatih, bu beyliği ortadan kaldırarak Sinop’u savaşsız bir şekilde teslim aldı. Sinop’un fethi, Amasra’nın alınmasını kolaylaştıran bir adım oldu ve Karadeniz’deki Osmanlı hâkimiyetini güçlendirdi.
- Trabzon’un Fethi (1461): Amasra’nın fethinden bir yıl sonra, Fatih, Trabzon Rum İmparatorluğu’nu hedef aldı. 15 Ağustos 1461’de Trabzon’u kuşatan Osmanlı ordusu, uzun bir seferin ardından şehri ele geçirdi. Bu fetih, Karadeniz’in doğu kıyılarında Osmanlı egemenliğini pekiştirdi ve bölgedeki Bizans kalıntılarını tamamen ortadan kaldırdı.
- Mora Seferi (1458-1460): Fatih, Amasra’nın fethiyle aynı dönemde Balkanlar ve Mora Yarımadası’nda da aktifti. 1458-1460 yılları arasında Mora Despotluğu’na sefer düzenledi ve bu bölgeyi Osmanlı topraklarına kattı. Mora’nın fethi, Osmanlı’nın Akdeniz’deki gücünü artırmasına katkı sağladı.
- Sırbistan Seferleri (1454-1459): Fatih, Amasra’dan önceki yıllarda Sırbistan’a yönelik seferler düzenlemiş ve Belgrad hariç bu bölgeyi büyük ölçüde kontrol altına almıştı. 1456’daki Belgrad Kuşatması başarısız olsa da, Sırbistan’ın diğer kısımları Osmanlı egemenliğine girmişti.
Bu fetihler, Fatih’in geniş bir coğrafyada eşzamanlı olarak harekât yürütebilen bir lider olduğunu gösterir. Amasra’nın fethi, bu büyük planın bir parçası olarak Karadeniz’de stratejik bir üs kazanılmasını sağladı.
Amasra’nın Önemi
Amasra, tarih boyunca stratejik ve ekonomik açıdan büyük bir öneme sahip olmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in bu şehri fethetmek istemesinin ardında yatan nedenler şunlardır:
- Stratejik Konum: Amasra, Karadeniz’in batı kıyısında, doğal limanlarıyla dikkat çeken bir şehirdi. Bu limanlar, hem askeri hem de ticari gemiler için güvenli bir sığınak sağlıyordu. Osmanlı’nın Karadeniz’i bir “Türk gölü” haline getirme hedefi, Amasra gibi liman kentlerinin kontrolünü gerektiriyordu.
- Ticaret Merkezi: Cenevizliler döneminde Amasra, Karadeniz ticaretinde önemli bir merkezdi. Anadolu’dan doğuya uzanan ticaret yollarının kuzey ucunda yer alan şehir, zengin orman ürünleri (özellikle şimşir ve kestane) ve balıkçılıkla biliniyordu. Fatih, bu ekonomik potansiyeli Osmanlı’ya kazandırmak istiyordu.
- Korsanlık Sorunu: Amasra açıklarında faaliyet gösteren korsanlar, Müslüman tüccar gemilerine zarar veriyordu. Fatih, bu tehdidi ortadan kaldırarak Karadeniz’deki ticaret yollarını güvence altına aldı.
- Karadeniz’de Siyasi Birlik: İstanbul’un fethinden önce Karadeniz’de sadece Samsun Osmanlı kontrolündeydi. Amasra’nın alınması, Karadeniz kıyılarında siyasi birliği sağlama yolunda önemli bir adımdı ve sonraki fetihler için zemin hazırladı.
Fetih sonrasında Amasra, Bolu Sancağı’na bağlandı ve bölgeye muhafızlar yerleştirildi. Şehir, Osmanlı döneminde de önemini korudu; doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla dikkat çekmeye devam etti.
Sonuç
Fatih Sultan Mehmet’in Amasra’yı fethettiği 1460 yılı, onun Karadeniz’deki egemenlik politikasının bir dönüm noktasıdır. Savaşsız bir şekilde gerçekleşen bu fetih, Fatih’in hem askeri dehasını hem de diplomasi yeteneğini ortaya koyar. Amasra, doğal güzellikleriyle “Çeşm-i Cihan” olarak anılmış, stratejik ve ekonomik önemiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun gücüne güç katmıştır. Aynı dönemde Sinop, Trabzon ve Mora gibi bölgeleri fetheden Fatih, Osmanlı’yı bir dünya imparatorluğuna dönüştürme yolunda emin adımlarla ilerlemiştir. Amasra’nın hikayesi, Fatih’in vizyoner liderliğinin ve Osmanlı’nın yükseliş döneminin bir özeti niteliğindedir.